I.
ölü doğmuş gözbebeklerimde güneş
kül tabakası kaplarken gökyüzünü
zamanın ağlarına takılıyorum
ölümle burun buruna
hayattan çok uzakta..
üstüme kanının kokusu sinmiş
yağmurlarla çifleşiyor gözyaşlarım
içimde üredikçe kederler
kül tablalarında birikiyor sıkıntılarım
ve sen terketmek için kaybolurken
bir yaprak gibi kendini rüzgara bırakan ruhum
beni çağırıyor
kimsesizler mezarlığının paslı demir kapısından içeriye süzülürken
yağmurların ıslak bıraktığı topraklarda ayak izlerim
bense yanlızca gidiyorum
önümde kemikten bir duvar
çarpıyorum gözlerimi oyarken kızıl kuzgunlar
içi çamur dolu derin çukurlara düşüyor bedenim
sararmış yapraklar örtsede üzerimi
halen üşüyor morarmış ellerim
sisin içindeki sesin
duyulmuyor artık
kaybediyorum yolumu
kayboluyorum
ay batıyor gözlerimde
yıldızlarsa terkediyor geceyi
II.
gri bir sabaha açıyorum gözlerimi
karga sesleri ve leş güneşin izleri
tozlu aynalardan görüyorum tiksinti veren yüzümü
buzlu camlardan bakıyorum dışarıda ölü bir şehrin hüznü
mezarının toprağıyla dolu balkonumda ki saksılar
içlerinde ceset kokan papatyalar
konuşuyor benimle
bu lanetli günlerde
bir kadının kanlı rahminden
yaslı toprağa gidiyorum
benim için mi bu ıslanan gözler
benim için mi bu açılan yorgun eller
soğuk bir taşın üstünde beklerken
tahtadan dar bir kutunun içinde
doğum lekelerim siliniyor ölürken
temizleniyorum adeta
hayat denen bu pislikten
III.
kör bir kuyuda birikmiş tüm gözyaşları
ölü dört mevsimin senfonisinde
susuyor kupkuru dudaklarım
kendi sessizliğimde boğuluyorum
ve bileklerimde parçalanıyor jiletler
diri diri gömülürken karanlığa
menekşe kokuyor mezarım
aynı camının önündekiler gibi
solup çürüyorum toprağın altında
solucanlar ve kurtlar
ruhumu kemiriyor adeta
ben azap içinde yokoldukça
9 Eyl 2010
Üç
Morgtan Çıkan: Kara Drama ,Ölüm Saati: 6:59 ÖS
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Rapor Yaz:
Yorum Gönder